<$BlogItemBody$>
Kadılığı sırasında çok ilginç davalara bakarmış Hoca...Bunlardan biri şöyle:
Yoksulun biri nereden bulduysa bir parça kuru ekmek bulmuş. Gitmiş bir aşçı dükkanına, geçmiş yemek tencerelerinin başına. Ekmeğini tencerelerden çıkan dumana tutup yumuşata yumuşata yemeye başlamış.
Ekmek bitince, aşçı gelmiş “Dumanıma akçe isterim!” demeye başlamış. Adamcağız “Kardeşim, duman bu, buna da akçe olur mu?” dediyse de kâr etmemiş aşçıya.
En sonunda tutmuşlar mahkemenin yolunu, varmışlar o yılların kadısı Nasreddin Hoca'nın yanına. Hoca, iki tarafı da iyice bir dinlemiş.
Sonra da kesesinden birkaç tane akçe çıkarıp şıngır şıngır sallamış. Aşçıya da “Al akçenin sesini de git!” diye seslenmiş. Aşçı “Akçenin sesi alınır mı?” deyince şöyle konuşmuş Hoca:
“Yemeğin buğusuna, akçenin sesi...”